Facebook

Twitter

Copyright 2018 AloraNet.
Tüm hakları saklıdır.

(212) 219 19 24

Facebook

Twitter

Search

Menu

 

1973 – 1977 yıllan arasında Adana Belediye Başkanlığı yapan Ege BAĞATUR’un kısa yaşam Öyküsü

1973 – 1977 yıllan arasında Adana Belediye Başkanlığı yapan Ege BAĞATUR’un kısa yaşam Öyküsü

Ege Bağatur, 22 Şubat 1937 yılında Adana’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana’da yaptı. 1957 – 1961 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde eğitim gördü. Bu dönemde, İstanbul ve Ankara’da meydana gelen öğrenci olaylarında Öğrenci Birliği Komitesinde yer alarak birçok baskıya göğüs gerdi. Öğrenci Birliği Başkanlığı’na seçilerek öğrenciler ile Öğretim Görevlileri arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinde çok önemli işlevler üstlendi.

Askerliğini Ankara Etimesgut tank okulunda yedek subay olarak yaptı. Tank okulundaki nöbeti sırasında 22 Şubat olayı olduğu için tanklar ile Kızılay’da ihtilali bastırmakla görevlendirildi. Terhis olduktan sonra avukatlık stajını Ankara’da tamamladı. Mesleğini Adana’da yapmaya karar verdiği için ailesiyle birlikte Adana’ya taşındı. 1965 yılında Adana’da hem mesleki hem politik yaşamı başladı.

Ege Bağatur bir yandan avukatlık yaparken diğer yandan da doğup büyüdüğü ve çok sevdiği Adana’ya siyasal bakımdan hizmet etme fırsatım buldu. O dönemde CHP’de başlayan, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’in ortanın solu fikrini, Adana ve köylerini dolaşarak halka anlattı. 1968 – 1973 yılları arasında CHP Merkez İlçe Başkanlığı, Belediye Meclisi Üyeliği, Grup Sözcülüğü ve Belediye Başkan Vekillikleri görevlerinde bulundu.

10 Aralık 1973’de yapılan Belediye Başkanlığı seçimlerinde aday oldu vs. büyük bir çoğunlukla Belediye Başkanı seçildi. Partizanlık yapmadığı, belediyedeki güç ve çıkar odaklarına engel olduğu her türlü yolsuzluğa dur dediği için, 30 Haziran 1975 yılında Belediye Meclis toplantısından sonra vuruldu. Bugün halkın kullanımına sunulan; fakat o gün müsteciri olarak görünen mafya tarafından işgal edilmiş olan İnönü Parkı’nı geri almak amacıyla harekete geçtiği sırada, bunu fırsat bilen kanunsuz çıkarlarına engel olduğu güç odaklarınca tahrik edilmiş çift tabancalı bir kalleş tarafından Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Albay ile birlikte çok ağır biçimde yaralandı. Devletin emniyet gücünün başına oturttuğu bir hain tarafından saldırganın yurt dışına kaçışına yardım edildi.

Ege Bağatur ağır yaralandığı için çok sayıda ameliyat geçirmek zorunda kaldı. Bu dönemde kalp krizi dâhil çok ölümcül sağlık sorunuyla boğuştu. Tam sağlığına kavuşamadığı halde görev duygusuyla Belediye Başkanlığını sürdürdü.

Görevini ifa ederken insancıl, dürüst, adil, toplumun yararı ve eşitlik duygusuyla hareket eden, Ege Bağatur, kendisine inanan ve güvenen Adanalıyı hiçbir zaman mahcup etmeden; kamunun malına el sürülmeyeceğim göstermek için kan akıtmaktan çekinmedi. Rüşvet, iltimas, politik çıkar ve adam kayırma onun lügatinde hiç yer almadı. Bugün bile halk tarafından onurlu, namuslu ve dürüst bir insan olarak hatırlanmaktadır. Ege Bağatur namusluların da namussuzlar kadar cesur olduğunda hep minnetle anılıp hatırlanacağına en önemli örnek olmuş kişilerdendir. Adana’da önce bir köprüye ve daha sonra da bir bulvara ismi verildi. Ayrıca halkın malı olan İnönü Parkına sahip çıkarken vurulup kanını döktüğü için dürüstlük simgesi olarak İnönü’nün heykelinin yakınına büstü konuldu.

Büstün altındaki sözleri Adana’nın gerçek vizyonu için önemli bir ders niteliği taşımaktadır: “Adanalının en önemli görevi Adana’ya ve Adana’nın sorunlarına sahip çıkmaktır”.

Ege Bağatur Belediye Başkanlığını tamamladıktan sonra avukatlık mesleğine devam etti. Aynı zamanda çok iyi bir hukukçu olan Ege Bağatur meslek etik ve onuruna hep saygılı ve hukukun üstünlüğüne inanarak işini yaptı.

Doğayı, insanları, Adana’yı çok seven Ege Bağatur vurulmasında dolayı genç yaşta (53), 16 Kasım 1990 kalp krizi geçirerek hayata veda etti. Eşi E. Yıldız Bağatur kendisi gibi hukukçudur. Yine avukat olan Mehmet Çağrı ve Artuk adında iki oğlu vardır.

Ülkesini, şehrini ve insanının sevmenin bedelini en ağır şekilde ödeyen Ege Bağatur, genç nesillere, namuslu, erdemli ve dürüst olmanın en önemli değer olduğunu hep hatırlatacak büyük ve güzel bir miras bırakmıştır.